Doğadan elde edilen maddeleri kullanarak boya yapımı, tarihin çok eski dönemlerinden bu yana bilinen bir sanattır.
Doğal boyalar bitkisel ve hayvansal kaynaklı boyar maddelerle
kimyasal bir işleme tabi tutulmadan, ya da en az kimyasal işlem
sonucunda elde edilen boyalardır. Doğal boyaların çoğu mordanlı
boyalardır.
Doğada bitkilerin çoğu, az yada çok miktarda boyar madde içerir. Hem
rengi çekici olanlar, hem de ışığa, suya ve yıkanmaya karşı haslık
derecesi sağlayan bitkiler ve canlılar en değerli olan boyar
maddelerdir.
Doğal boyar maddelerden başlıcaları ve bunlardan elde edilen renkler şunlardır:
-Morlar, eflatunlar
-Kırmızılar
-Maviler, lacivertler
-Kırmızılar
-Maviler, lacivertler
MORLAR VE EFLATUNLAR
Bu renkleri veren boyalar elde edilmesi oldukça zor ve pahalı olan
boyalardır. Bu boyalar Murex ve Purpura adlı iki kabuklu deniz hayvanı
cinsine bağlı birkaç tür hayvandan çıkartılır. Boyalar bu canlıların
salgı bezlerinde bulunur. Doğal halde bu boya, sarı renktedir. Fakat
güneş ışınlarının etkisi sonucu sarı-yeşil, yeşil, açık kırmızı ve koyu
kırmızıdan geçerek sonunda mora dönüşür.
KIRMIZILAR
Eski zamanlarda kırmız adlı ağacın dişisinden parlak bir kırmızı elde
edildiği bilinmektedir. Kırmızı böceği, tarihsel boyar maddelerin en
önemlilerinden biriydi.
Tarihte “Türk Kırmızısı’’ olarak bilinen renk, kök boya kullanılarak
yapılan ve haslık derecesi çok yüksek olan bir boya ile elde edilirdi.
MAVİLER LACİVERTLER
Çivit otu, uzun bir fermantasyon sonunda, mavinin çeşitli tonlarını
sağlayan bir boya vermektedir. İndigonun dışardan alınmaya başlamasıyla
mavi boya elde etmede indigo, çivit otunun yerine geçti. Bu sentetik
indigodan boya elde edilmesi, günümüze dek süre gelmiştir.
BİTKİLER
Bitkilerin adları bölgesel olarak değişik olabilir. Böyle bir durumda
yapılacak en doğru iş bitkinin kökünü, yaprak ve dallarını,
çiçeklerini, mümkünse tohumlarını içeren bir örneği bitki presi denen
bir aygıt içerisinde kurutmaktır. Bu kurutulmuş örnek, bitki uzmanları
tarafından kolayca adlandırılır.
BİTKİLERİN TOPLANMASI VE KURUTULMASI
Bazı bitkilerin tümü boya için kullanılırken, kimi bitkilerin belirli
bir kısmı örneğin çiçeği, yaprağı ,tohumları, kabuk ya da kökü
kullanılır. Toplama zamanı, boyama için en önemli etmenlerden biridir.
Genellikle bitkinin toplanacak kısmının en olgun olduğu zamanı seçmek
gerekir.
Kabuklar ve dallar ağaca zarar vermeyecek şekilde veya kesilmiş
ağaçlardan elde edilir. Boyar madde, ağacın gövdesinin dış kabuğunda ya
da dallarındaki kabuğun hemen içinde bulunur.
Yetişmesi uzun zaman alan bitkilerin köklerini toplarken, özen
gösterilmelidir. Bitki kökleri genellikle ilkbahar ve sonbaharda, kökün
yalnızca bir kısmı koparılarak alınır. Boya vermesi için bitkinin en az
üç yaşında olması gerekir.
Bitkiler demet halinde asılarak, yere serilerek gölge olan havadar
yerlerde veya fırınlarda kurutulabilir. Kurutulmuş bitkiler bez yada
kağıt torbalarda korunmalıdır.
MORDANLAMA VE İŞLEVİ
Mordanın işlevi, boyar maddelerden liflere kimyasal ya da mekanik
bağlarla bağlı ve suda çözünemeyen kompleksler meydana getirmektir.
Böylece, başlangıçta suda çözünebilirliği olan boyar madde, mordan ile
lif arasında kurulan bağlar sonunda, suda çözünemez bir madde olarak
liflerin üzerinde kalır.
Mordanlar yün, ipek ve bitkisel liflerin boyanmasında hem rengin
haslığını sağlamak, hem de aynı boyar maddeden değişik renkler elde
etmek için kullanılmaktadır.
Mordanlama, belli miktarda mordanla, yünün birlikte kaynatılması yolu
ile gerçekleştirilir. Bu, mordan halı ve kilimlerde kullanılan yünler
için yeterli derecede haslık sağlar. Potasyum bikromat daha koyu renkler
için yararlıdır. Haslık derecesi daha yüksektir. Saçı Kıbrıs ise, en
koyu renkler ve siyahlar için kullanılır. Haslık derecesi çok yüksektir.
Bütün mordanların aşırı miktarda kullanılması, yün için zararlı olur.
Mordanların hepsi zehirli maddelerdir. Besinlere ve yiyecek kaplarına
bulaştırılmamalı, çocukların ulaşabilecekleri yerlere bırakılmamalıdır.
Mordanlı suya sokulduktan ya da mordanlı yaş yünler tutulduktan sonra
eller yıkanmalıdır.
MORDANLAR VE YARDIMCI MADDELER
Yün mordanlamakta kullanılan maddeler, ağır maden tuzlarıdır.
Mordanlama için en uygun olan ve yaygın olarak kullanılan altı madde
şunlardır: Şap, krom, saçı Kıbrıs, göztaşı, kalay ve klorür.
BOYAMADA KULLANILAN ARAÇLAR
Kullanılan araç ve gereçler, yapılacak boyanın niteliğine göre
değişir. Yün boyama işlemi, ayda yılda bir kez yapılıyorsa, büyük
kalaylı bakır yada emaye bir tencere ve tahta çubuk yeterlidir. Eğer sık
sık boyama işlemi yapılıcaksa, boyama için özel kaplar kullanılmalıdır.
Ağırlıkların ölçülmesi için terazi (tartı) gereklidir. Hassas terazi
kullanılması daha uygun olur. Çünkü terazi 1 gr kadar küçük ağırlıkları
tartabilmelidir.
1 lt’lik bir ölçü kabı ile, 100 santimetre küplük bir ölçek de
bulundurulmalıdır. Bazı tariflerin uygulanmasında, özellikle kimyasal
indigo küpü hazırlarken, termometre kullanılmalıdır. Termometre 100
dereceye kadar sıcaklıkları ölçebilmelidir. Bunların yanı sıra, yünleri
yıkamak için plastik bir leğen ve lastik eldivenler de bulunmalıdır.
BOYAMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER
YÜNÜN ÖZELLİKLERİ
Bitkisel boyalarla boyanmaya en uygun olanlar, doğal liflerdir. Doğal
lifleri hayvansal ve bitkisel kökenli olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Hayvansal lifler, kimyasal bileşimleri gereği, mordanlara ve boyar
maddelere karşı daha büyük ilgi gösterirler. Bu nedenle bitkisel liflere
oranla boyanmaları daha kolaydır.
Genellikle, karışık ve kalın lifleri olan lifler, halı ve kilim
yapımına uygundur. Liflerin ince olması, yumuşaklığı sağlar. Uzun olması
ise, ipliğe dayanıklılığı kazandırır. Yün liflerin özelliklerinden biri
de bu liflerin keçeleşebilmesidir. Keçeleşme, ani sıcaklık
değişikliliği, ıslaklık ve çitileme hareketi ile gevşek liflerin
birbirine dolanması sonucu meydana gelir. Keçe, yünün bu özelliğinden
yararlanılarak yapılır. Bazen de yünün belirli bir oranda
keçeleştirilmesiyle, dokumanın su geçirmezliği ve ısı yalıtım değeri
artırılmış olur.
YÜNÜN BOYANMAYA HAZIRLANMASI
Yün eğirmeden önce yıkanıp temizlenmelidir. Geleneksel olarak, yün,
sabun kullanmadan, tokaçla dövülerek yıkanır. Yün bir kaç kez ıslak
olarak tokaçlanır, yıkanır tekrar tokaçlanır. Bu işlem, yün
temizleninceye dek yinelenir. Yeterince temizlendiği anlaşılınca, son
kez durulanır ve kurutulur. Aşırı yıkamak, yüne zarar verir. Aşırı
yıkanan yün tarakla açılmaz ve eğrilmez.
Yün kuruduktan sonra taranır. Tarama işlemi, liflerin paralel hale
getirilmesini sağlar ve eğirilmeye hazırlar. Yün tarandıktan sonra, önce
el ile fitil haline getirilir, sonra kirman iğ ile eğrilir. Eğirme, yün
ipliğinin kullanım amacına göre değişik bir biçimde yapılır. Halı
yünleri az bükümlü, kalın ve çift kat olur. Kilim yünü, genellikle tek
kat, ama daha ince ve daha bükümlüdür. Giyim eşyası yapmak için ise, en
yumuşak yünler seçilmelidir.
Boyamak için yün satın alırken, yünün saf olmasına ve kimyasal
maddelerle işlem görmemiş olmasına dikkat edilmelidir. İçine sentetik ip
ya da ölü yün karıştırılmış ipler, boyanmaya elverişli değildir.
Boyanmaya hazır olan yünler, önce çile haline getirilir. Dolaşmaması
için, çileler dört yerinden gevşekçe bağlanmalıdır. Mordanlama ve boyama
işlemine geçilmeden önce, üzerindeki yağın ve pisliğin iyice
temizlenmesi için, çileler sabunla yıkanır. Yıkama işlemininde,
rendelenmiş saf sabun ve ılık su kullanılmalıdır. Sabunluyken, yün
çileleri avuç içinde sıkılarak ve hafifçe çalkalanarak temizlenir.
Yıkanan yünler iyice durulanır. Yıkama sonunda çilelerin fazla suyu,
avuç içinde sıkılarak akıtılır. Yün hiçbir zaman bükülerek
sıkılmamalıdır. Yünler hemen boyanacaksa, yıkama işleminden sonra
kurutulmaya gerek kalmadan mordanlamaya geçilebilir, ya da mordan, boya
ile birlikte uygulanacaksa, temiz yünler doğrudan boya banyosuna
atılabilir.
BÜTÜN TARİFLER İÇİN BOYAMADA KURALLAR
Boyama suyunun miktarı, yünün kilosu başına 36-40 lt olmalıdır. Ama
kabın hacmi yeterli değilse, boyama daha az su ile yapılabilir.
Rengin dalgalı olmaması için, boya banyosunu çok sık karıştırmak ve yünü alt üst etmek gerekir.
Kaynatma daima kısık ateşte yapılmalıdır. Kaynatma süresi genellikle 1
saattir. Bu süre, boyar maddenin yüne işlemesi ve sabitleşmesi için
yeterlidir. Suyun eksilmesini önlemek için, kabın ağzını kapalı tutmakta
yarar vardır. Kaynama sonunda boya banyosu soğumaya bırakılır. Yünlerin
yavaş yavaş soğuması gerekir. Soğuduktan sonra, yünler birkaç su
durulanır ve kurutulur. Yünlerin saf sabunla yıkanması, fazla boyanın
atılmasını kolaylaştırır; ama zorunlu değildir.
Dal parçaları,ağaç kabuğu yada çok kurumuş bitki parçaları
kullanıldığı zaman, boyar maddeyi bir gün önceden suya yatırmak gerekir.
Yüne karışmamaları için, bitki parçaları kaynatma kazanına, tülbent
içinde konabilir. Bir başka yöntem de bitkiyi önceden bir iki saat kadar
kaynatıp çıkartmak, kalan boyalı suyu boyama işleminde kullanmaktır.
Ani sıcaklık değişiklikleri, yünlerin keçeleşmesine neden olur.
Keçeleşmeyi önlemek için, yünler banyo suyunun içine soğukken konur.
Sonra sıcaklık yavaş yavaş yükseltilir. Bitkiler önceden kaynatılmış ve
çıkartılmışsa, banyo soğumaya bırakılır. Yünler eklendikten sonra tekrar
ısıtılır.
Boyar madde miktarı, bitkinin boyama gücüne, taze ya da kurutulmuş
olmasına göre değişir. Boyar madde miktarının artırılması, bir orana
kadar rengin doymuşluğunu artırır. Daha fazlası rengi etkilemez.
Rokinella, kök boya safranı gibi çok kuvvetli boyar maddeler dışında,
yaş olarak kullanılacak yaprak ve çiçeklerin ağırlığı, boyanacak yünün
1-6 katı kadar olabilir
Bütün boyar maddelerle, birinciden artan suda, ikinci hatta üçüncü
bir boyama daha yapılabilir. Sonraki boyamalardan elde edilen renk, ilk
rengin daha açık daha pastel tonlarıdır. Ancak her boyamada rengin ışık
haslığı biraz daha azalır.
Yün boyanırken, bulunabilinirse, yumuşak su kullanılmalıdır. Suyun
içinde erimiş minarellerin bulunması, rengi etkileyebilir. Demir
bileşikleri ise, kesinlikle rengi koyulaştırır. Suyun niteliğinin doğal
boyalar üzerinde önemi çok büyüktür.
DOĞAL BOYALARLA RENK KARIŞIMLARI YAPILMASI
Bitkilerden elde edilen üç temel renk, kırmızı,sarı ve mavidir. Doğal
boyalarla çalışırken, bu üç rengin karıştırılması ile yeni renkler elde
edilir. Renk karışımı ile ulaşmak istediğimiz amaç, aslında yeşil, mor,
turuncu ve siyah elde etmektir. Çünkü bunların tek bir boyar maddeden
çıkartılması zordur. Doğal boyalarla renk karışımı yapmak için
kullandığımız üç temel renkten kırmızı, kök boyadan, kakinelladan ya da
başka bir boyar maddenin birinden elde edilebilir.
Sarıyı ise pek çok bitkiden elde etmek olanaklıdır. Ancak renk
karışımı yaparken, parlak ve doymuş bir sarının kullanılması daha iyi
sonuç verir. Muhabbet çiçeği, bu amaca uygun boyar maddelerden biridir.
Mavi ise indigodan sağlanır.
Yeşil
Yeşil için, önceden sarı boyanmış seyreltik bir indigo banyosuna
batırılması gerekir. Banyo yeteri kadar seyreltik ise, yün filiz yeşili
bir renk alır. Daha kuvvetli indigo, yaprak yeşili rengi verir. Önceden
mordanlanmış yünün, ilk önce indigo ile boyanıp, sonra sarıya boyanması
da aynı sonucu verir. Ancak bu durumda yeşilin koyuluğunu denetim
altında tutmak daha doğrudur.
Mor
Morun bütün tonları, kokinella kullanarak elde edilebilir. Ayrıca kök
boya ile de koyu mor bir renk sağlanır. Bunun dışında, yünün ard arda
kırmızıya ve maviye boyanması ile mor elde etmek olanaklıdır. Ama her
iki rengin de açık olması gerekir; yoksa renk siyah olur. Mor elde
ederken, kırmızı için kök boya kullanılması iyi sonuç vermez. Kokinella
daha uygun olur.
Turuncu
Yünün önce sarı ile boyanıp, sonra kırmızıya boyanması ile elde
edilir. Sarı için, muhabbet çiçeği püren, soğan, sığırkuyruğu ya da
başka herhangi bir boyar madde kullanılabilir. Boyama sonunda yün, sıcak
olarak, sıkmadan leğene alınır, üzerine öğütülmüş kök boya eklenerek
yoğrulur. Bu işlem, önce sıcak sarının oluşmasını sağlar, soğumaya
bırakılır ve yıkanır. Rengin dalgalı olmaması için kök boyanın azar azar
eklenmesi ve uzun süre gerekir. Sarıya boyanmış bir yünün seyreltik bir
kök boya banyosu içinde kaynatılmasıyla da aynı sonuca ulaşılır.
Siyah
Koyu kırmızı yünün, maviye boyanması mora kaçan bir siyah verir. En
iyi sonuç ise, kahverengi yünün, koyu bir indigo banyosunda maviye
boyanması ile elde edilir.
Teşekkürler bilgi icin
YanıtlaSil